Salus Site Kurucusu
Mesaj Sayısı : 1486 Rep : 4003 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 10/09/09 Yaş : 31 Nerden : Adana
| Konu: Titanic'in ibret veren öyküsü(Filmi çekildi) C.tesi Eyl. 12, 2009 6:08 am | |
| 1900 yılların başında ziraat toplumunda hızla sanayi toplumuna geçen batı insanı, kainata hükmettigi zannına kolayca kapılmıştı.Yaptıklarını hiçbir kuvvetin yok edemeyecegini söylüyor ve adeta herşeye meydan okuyordu. O güne kadar imal edilen gemilerin en büyüğüne 'Titanic' isminin verilmesi de bu cüretten kaynaklanıyordu. Çünkü Yunan mitolojisindeki en ünlü Tanrılardan birisinin ismi Titanic idi.
Gemideki birçok subay yolculara sık sık Bu gemiyi Allah bile batıramaz diyor ve bu kör inatlarını geminin batış halinde bile yenilemekten kendilerini alamıyorlardı. Toplam 46 bin tonluk bu döneminin en büyük Transatlantiğinde toplam 16 kazan vardı. 66 bin beygir gücüne sahip olan gemi saatte döneminin en hızlı süratine ulaşarak 23 deniz mili yapıyordu.Birinci mevki içinbügünün parası ile 50 bin dolar ödeyen yolcular büyük bir lüks içesinde seyahat ediyorlardı. Gemide 6 bin tane Havana sigarası ile 1 sınıf kamera-suitlerde odun yakılan 28 tane şömine bile vardı.İrlanda'nın 'Harland and Wolff' gemi tezgahlarında üç yılda tamamlanan Titanic 1912 yılının 10 Nisan günü, İngilterenin Southampton Limanı'ndan ilk ve son yolculuguna adım attı.
Devasa geminin Southampton - New York arası yaptıgı yolculuk 1912 yılının 14 Nisan'ını 15 Nisan'a baglayan gece sona erdi. Titanic 'White Star Line' şirketi tarafından inşa edilmişti. Manidardır ki yine aynı şirket tarafından yapılan diğer iki geminin akibeti d Titanic'ten farklı olmamıştı. Olympic ve Britannic adını taşıyan bu gemilerde tıpkı Titanic gibi okyanusun dibine demir atmışlardı.İlk inşa edilen Olympic başka bir gemi ile çarpışarak büyük yara aldı ve hayatını noktalamış oldu. Titanic ise dev bir buzdagına çarptı ve battı. Yolcu taşıması için inşa edilen ancak savaş çıkınca İngiliz donanmasında hastane olarak kullanılan Britannic ise altıncı seferinde Çanakkale savaşında yaralanan İngiliz askerleri almak için giderken Ege'de Alman U-2 Avcı denizaltılardan göndeilen torpidolar ile battı.
Titanic'in ibret öyküsü
Yirminci asrın başında dünyanın en güvenli ve lüks transatlantiği olarak tasarlanan Titanic Southampton - New York seferini yapmak üzere demir aldı. 1912 yılının 14 Nisan'ını 15 Nisan'a bağlayan gece, Kanada yakınlarında dev bir buzdağı çarparak kötü biçimde yaralandı. Güvertede 2.206 kişi bulunuyordu. Cankurtaran sandalları ise en fazla 1.500 yolcu alabilecek kapasitedeydi. Gemi yavaş yavaş Atlas Okyanusu'nun karanlık sularına gömülürken kurtarma filikalarına önce kadınlarla çocuklar bindirildi.15 Nisan 1912 sabahı, denize indirilen filikalarda toplam 705 kişi bulunuyordu. Facia 20 yüzyılın en büyük deniz kazası olarak kabul edildi. Titanic'in batısının hemen ardından yazar Joseph Condrad 'Bu felaket teknolojiye olan ilahi güvenin aldığı yara acısından tarihin ciddi bir dönüm noktası' diye yazmıştı.Tam yol 'Tornistan'
Titanic Okyanuslar üzerindeki en lüks transatlantikti ama gemide tek bir dürbün dahi bulunmuyordu.Fivarun mabetleri gibi kamaralarda yolculuk eden birinci sınıf yolcular için dünyanın en pahalı Fransız aşçısı 14 Louis tarzı gemi mutfaklarında yemek yaparken projektör ve ışıklar için bütçe ayrılmamışa benziyordu. Suyun ısısı o gece -1'e düşmüştü: kapkara okyanusun donması Atlantik'in acı tuzu önlüyordu. Ve yine de 62 yaşındaki Kaptan Smith, tüm hızıyla Atlantik ortasında ilerlemeye devam ediyordu.Perşembe günü New York limanına varması düşünülen gemiyi Salı günü limana sokarak yeni bir rekor kırmak istiyordu. Böylece yönettiği geminin ne kadar hızlı bir gemi olduğunu bütün dünyaya ispatlamış olacaktı.Ne var ki 22 yıllık deniz kaptanı bu kadar büyük bir gemiyi ilk defa yönetiyordu.Tarih 14 Nisan 1912'yi saat ise 23.40'ı gösteriyordu.Elinde ne bir ışıldak ne de bir dürbün bulunan gözcü Frederick Fleet 20 metre yükseklikteki gözetleme kulesinden birkaç yüz metre ilerdeki kara kitleyi farkettiğinde artık çok geçti.Titanic meydan okudugu denizlerde bir buz dağığla karşı karşıya kalmıştı.Gözcü Fleet alrm çanını acı ile tam üç kez sarıldı.Kaptan köşküne buzdağı alrmını verdi. Birinci köprü subayının ilk emri 'tam yol tornistan' oldu. Sonra geminin 16 hava bölmesi arasındaki otomatik çelik kapaklar kapatıldı.Ama Titanic , mesafede bu dağının sol tarafından kaçmayı başaramadı.Deniz yüzeyinden altı metre kadar aşağıda,gemi sancak tarafından yarılmaya başladı. Yandan buz dağına vuran Titanigi, buzdağı bir bıçak gibi,uzunluğunun üçte biri olan ilk 269 metre boyunca 6 ayrı yerinden kesmişti. Alarm çanlarından tam iki dakika sonra kaptan köprüdeki yerini aldı.Soğukkanlıydı. Ve önce otomatik çelik kapıların durumunu sordu yardımcı kaptanlarına. Kaptan buz dağı ile yapılan çarpişmadan beş dakika sonra makinalara stop emrini verdi.Bazı yolcuları yattıgı yerden uyandıran ise aslında bu sessizlik olmuştu. Denizdeki Rüzgar ve hafifi sarsıntıda askıların birbirine sürterken çıkartıkları ses dışında herşey susmuştu sanki .Titanic ölüm sessizliğinin ilk vakitlerine girmişti bile. Büyük söz
Titanic'e en yakın gemi olan 'Californian' yardım sinyallerini almamıştı. Geminin kaptanı 22.21 'de suyun üzerinin buz bloklarıyla kaplı olduğunu ilk farkettiğinde makineleri stop ettirmişiti ve telsizcileriyle birlikte gün ışığına kadar derin bir uyku çekmek için kamarasına inmişti. Yardım sinyallerini İngiliz yük şilebi 'Carpathia' aldı. Tam yol Titanic emri verildiğinde saat 00.25'di bu süre içinde 58 deniz mili katledilemeyeceği biliniyordu. Yolcular güverteyi doldurmaya başlamışlardı. İkinci ve üçüncü sınıf yolculardan da uyanıp yukarı gelenlerde vardı. Kimsede en ufak bir panik hali yoktu. Çünkü kimse hala Titanic'in batabileceğine inanmıyordu. Birkaç güverte subayı güvertede toplanan ve ne olup bittiğini anlamaya çalışan yolculara hitaben 'Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz' dediği birçok tanığın ifadesiyle teyit edilmişti ve bunu söyleyen mürettabat buna gerçekten inanıyordu. Buna inanmayan ve batmakta olduklarını kesin olarak bilen kaptan ve ona yakın birkaç subay da bu felakete uygun hareket etmiyorlardı. ama hesap ortaydı 1.308 yolcu ve 898 mürettabat olmak üzere gemide toplam 2.206 kişi bulunuyordu. Ve toplam 20 Cankurtaran kayıgında da 1.178 kişilik yer bulunuyordu. Bu da bir kaza durumunda 1.028 kişinin ölmesi anlamına geliyordu.
Filikalara sınıflarına göre bindiler
Ancak ilk kurtarma kayığı, buzdağı Titanic'e geldikten tam bir saat sonra 16 sayfa tarafından hazırlanabildi. Artık çok geç kalınmıştı. Tayfalar kayıkları nasıl indireceklerini bile bilmiyorlardı. Kimse batacağına inanmadığı koca bir gemiden ayrılıp da Okyanus üzerinde ceviz kabuğu misali kaybolabilecek bir kayığa binmek istemiyorlardı. Şuursuzluk bu kadarla da kalmayacaktı. Subaylar, iki ucundan halatlara asılı kayıgın fazla dolarak suya indirilirken orta yerinden kırılmasından korktukları için 65 kişilik ilk kayığa sadece 28 kişinin binmesine izin verdiler. Geminin ön kısmı artık farkedilir bir biçimde aşağıya meyillendiği halde , ilk kayığa binmeye talip pek fazla yolcu yoktu. Yaşanan diğer bir gariplik ise, birçok filikanın kadın ve çocukları doldurmaya çalışan göevliler tarfından yarı boş şekilde indirilmesiydi. Filikaların denize indirilme senasında bile birinci sınıf ve ikinci sınıf diye ayrım uygulandı. En önce filikalara zengin ve varlıklı yolcular bindirildi.Üçüncü ve ikinci mevkidekilerin birinci sınıf yolcuların binmesi beklemeleri facianın daha da büyümesine sebep oldu.Varlıklı kimselerin filikalarına fazla yolcu almak istememeleri yüzünden ölü sayısı daha da arttı.
Batacaklarına inanmıyorlardı
Kurtulanların yıllarca anlattıklarına bakılırsa bir sebep daha vardı.Ve o iki saat boyunca ölümü basiretsizce bekleyen yüzlerce kişinin ana amiliydi. Geminin batabileceğine olmasada zor durumda olduguna inanan bir kısım yolcu onlara sürekli korkmamaları gerektiğini söyleyen kaptanın çevresinde bulunmak, onun sahte rahatlamalarıyla hadiseyi algılamak yolunu seçmişlerdi.Böyle oluncada yolcular kayıkların indirildiği sancak tarafında değil, kaptanın ve subayların bulunduğu iskele tarafında toplanmıştı.Geminin iskele tarafıyla sancak tarafı arasındaki dört devasa baca diğer tarafı görme imkanını ortadan kaldırıyordu. İkinci kayık 5 dakika sonra indirildi. Bu kez iskele tarafından yani kaptanın ve etrafındaki kalabalığın bulunduğu taraftan indiriliyordu. Ancak Smith bu ikinci büyük hatasını yaptı ve birden 'kadınlar ve çocuklar iskele tarafında toplanacaklar,onların hepsi binmeden de erkekler kayıklara binmeyecekler' dedi. Sancak tarafında bulunan 10 kayık boş mu bekleyecekti? Madem kadınlarla çocuklar iskele tarafında bindirilecekti, erkekler neden hiç değilse, sancak tarafında bulunan 10 kayık boş mu bekleyecekti ? Madem kadınlarla çocuklar iskele tarafından bindirilecekti. Erkekler neden hiç degilse, sancak tarafındaki 5 kayığı kullamamıyorlardı. Bu da bilinmiyordu. Erkekler binemiyor kadınlarla çocuklarda çok korkuyor ve iki ipin uçunda metrelerce aşağıdaki karanlık sulara inmek istemiyorlardı. İkinci kayıkta sadece 28 kişi ile karanlık okyanus sularına indi. Zaman Gittikçe daralıyordu.Kaptan Smith, yüzen sarayının batmasını şuuraltında kendi başarısızlığıymış gibi kabul ederek hala kayıklara binme emrini vermiyor. Yolcuların ve personelin isteğine bırakıyordu. Batma haberinden haberleri olmayan ve uyarılmayan yolcularda bunu çok önemsemiyorlardı. Kaptan Smith Titanic tamamen sulara gömülüne kadar suya 18 kayık indirdi. Ancak gemideki yolculara hiç bir zaman kayıklara binin emrini vermedi. Denize indirilen 18 kayıktan sadece dördü dolu idi. Denize açılan kayıklarda 500 kişilik boş yer bulunuyordu.
| |
|